Ulu atamız Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere olan en kıymetli armağanı, canımız pahasına da olsa korumamız gereken incimiz Cumhuriyetimizdir. 29 Ekim 1923, yalnızca takvimde bir gün değil, özgürlüğe atılan dev bir adımın tarihidir. Atatürk ve silah arkadaşlarının, bağımsızlık aşkıyla yola çıkıp millet iradesini temel alan bir yönetim biçimini inşa etmeleri, sadece bir rejim değişikliği değil, yepyeni bir anlayışın doğuşudur. Cumhuriyet, bireyin vatandaş kimliğiyle haklarına sahip çıktığı, fikirlerin özgürce ifade edildiği bir sistemdir. Bugün her birimiz, o gün atılan bu adımların ne denli değerli olduğunu bilerek, geçmişimize sahip çıkmak ve geleceğimizi korumakla sorumluyuz.

Cumhuriyet Bayramı, yalnızca kutlamalarla değil, aynı zamanda şükran duygularıyla anlamlı hale gelir. Bu özel yönetim biçimi, toplumsal eşitliği ve adaleti ön plana çıkarır. Ayrıca, milletin kendi kendini yönetmesine olanak tanır. Atatürk, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” diyerek Cumhuriyet’i inşa etmiştir. Ancak, özgürlüğü kazanmak yetmez. Aynı zamanda, onu cesaretle savunmak ve geleceğe aktarmak gerekir. Bu yüzden, 29 Ekim yalnızca geçmişi onurlandırmakla kalmaz. Aynı zamanda, yarınlara da ışık tutar.
Cumhuriyet Nasıl Kuruldu?
Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı’nın zaferiyle doğdu. Osmanlı Devleti’nin dağılması ve Anadolu’nun işgallere uğraması, Atatürk’ü bağımsızlık mücadelesine yöneltti. Bunun üzerine, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak harekete geçti. Ardından, halkı örgütleyip kongrelerle milletin egemenliğine dayalı bir yönetimi savundu. Son olarak, 1920’de Ankara’da TBMM’yi açarak halkın iradesini yönetime taşıdı.
Daha sonra, 1922’de ordular Büyük Taarruz’u zaferle tamamladı. Düşman kuvvetlerini Anadolu’dan tamamen kovdu. Bu gelişmeler sonucunda, Türkiye 1923’te Lozan Antlaşması’nı imzalayarak bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirdi. Aynı yıl, yönetici kadro saltanata son verip halkın iradesine dayalı bir yönetim kurdu. Nihayetinde, takvimler 29 Ekim 1923’ü gösterdiğinde Ulu Atamız Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet’i ilan etti. Böylece, halkın kendi geleceğini belirlemesine fırsat tanıdı.Böylece bize bu topraklarda özgürce yaşama hakkı veren Cumhuriyetimizin sonuza dek sürecek yolculuğu başladı.
Cumhuriyet, birey haklarını korur. Özgürlük ile eşitliği güvence altına alır. Üstelik, halkın iradesini temel alan bu yönetim, toplumu çağdaş uygarlık seviyesine taşımayı hedefler. Bu nedenle, bugünün gençleri Cumhuriyet’in değerlerini yalnızca sözlerle değil, aynı zamanda eylemleriyle yaşatmakla sorumludur. Eğitimden sanata, bilimden teknolojiye kadar her alanda çalışarak Atatürk’ün “muasır medeniyetler seviyesi” hedefine ulaşmak, en büyük amacımız olmalıdır. Böylece, özgür ve bağımsız bir Türkiye’yi gelecek nesillere miras bırakmak, hepimizin en önemli görevi haline gelir.
Son olarak, meydanlarda dalgalanan bayraklar, her esen rüzgârda özgürlük ve bağımsızlık ruhunu hissettirsin. Cumhuriyet’in sonsuz bir emanet olduğunu bilmek ve onu Atatürk’ün izinde ileriye taşımak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugünün coşkusunu hep birlikte paylaşarak kutlayalım: En kutlu günümüz, Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!